يُحْيِى (yuhyi) Yani: Hayatı veren odur. Ve hayatı rızık ile idame eden (devam ettiren) de odur. Ve levazımat-ı hayatı (hayat için gerekenleri) da ihzar eden (hazırlayan) yine odur. Ve hayatın âlî (büyük) gayeleri ona aittir ve mühim neticeleri ona bakar, yüzde doksandokuz meyvesi onundur. İşte şu kelime; şöyle fâni ve âciz beşere (insana) nida eder, müjde verir ve der:
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini (yükümlülüklerini) omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenasını (sonunu) düşünüp, hüzne düşme. Yalnız dünyevî ehemmiyetsiz (önemsiz) meyvelerini görüp dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki o sefine-i vücudundaki (vücut gemisindeki) hayat makinesi, Hayy-u Kayyum’a (1) aittir. Masarıf (masraflar) ve levazımatını (hayat için gerekenleri), o tedarik eder (sağlar). Ve o hayatın pek kesretli (bol) gayeleri ve neticeleri var ve ona aittir. Sen, o gemide bir dümenci neferisin (erisin). Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi (gemisi), ne kadar kıymetdar (kıymetli) olduğunu ve ne kadar güzel faideler (faydalar) verdiğini ve o sefine sahibi zâtın, ne kadar Kerim (2) ve Rahîm (3) olduğunu düşün, mesrur ol (mutlu ol) ve şükret ve anla ki: Vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netaic (neticeler); bir cihetle senin defter-i a’maline (amel defterine) geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi (sonsuz hayatı) temin eder, seni ebedî ihya eder.
(1) Hayy-u Kayyum: Hiçbir şeye muhtaç olmadan ezelî ve ebedî olarak var olan ve varlıkları her şeyleriyle var edip her an varlıkta tutan, ezelî ve ebedî hayat sahibi (Allah)
(2) Kerim: Çok cömert ve iyilik sever olan (Allah)
(3) Rahim: Çok merhametli, çok acıyan, çok şefkatli (Allah)